Döküm sektöründe kullanılan üretim proseslerini; metal ergitme, kum hazırlama, maça imali, kalıplama, dökme, temizleme, ısıl işlem, taşlama ve kaplama olarak sıralayabiliriz. Döküm üretim yöntemi sanayi üretiminin temel unsurlarındandır. Bu sanayi iş sağlığı ve güvenliği açısından çok tehlikeli işyeri sınıfındadır. Bu sebeple yürürlükteki İSG mevzuatına uygun olarak her türlü tedbir mutlaka alınmalıdır.
2024 yılı itibariyle İSG (İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ) konusunda 52 yıllık tecrübem olmasına rağmen aşağıda anlatacağım sebepler yüzümden maalesef bu konuda BİLİRKİŞİLİK yapmıyorum;
1973 yılında İş Güvenliği Müfettişi olduğum zamanlarda, Anadolu’ daki ücra köşelerde iş kazaları ceza davası soruşturmalarında rastgele, yetersiz ve bilgisiz kişilerin “Bilirkişi” olarak atandıklarını görmüş ve hayret etmiştim.
Bilirkişi incelemesinin temel amacı, Hâkime veya Cumhuriyet Savcısına sahip olmadığı bilgiyi vermek, başka bir deyişle, hâkimi veya Cumhuriyet Savcısını hukuk dışında özel veya teknik bilgi gerektiren konularda aydınlatmaktır. Bilirkişi, kendisini görevlendiren makama özel veya teknik bilgiyi sunan, özel veya teknik bilgiden hareketle olaydan sonuçlar çıkaran yahut olayları detaylı olarak tespit eden bir kişidir
Özellikle döküm fabrikalarında elde edilen kaba döküm malzemesinin istenen orijinal ölçüsüne getirilmesi için çok hassas bir şekilde işlenmesi gereklidir. Eskiden, yani bundan 50 yıl önce bu işleme işi manuel olarak torna, freze, matkap, vargel, planya, taşlama … gibi birçok cins ve sayıda ayrı ayrı makine ve tezgahlarda birçok tezgâh operatörü tarafından yapılır idi. Ancak teknolojinin gelişmesi sonucu Bilgisayarlı Sayısal Kontrollü Makinaları (CNC) (Computer Numeric Control) imal edilmeye başlanınca bu makinalara geçilmiştir. Haliyle bu makinalar birden çok eski tezgâhın yaptığı işlemleri tek başına ve otomatik olarak ve de hızlı bir şekilde yapmaktadır
Hiç bu soruyu ve cevabını düşünüp merak ettiniz mi? Hakikaten bu durum böyledir. Zira İşyeri Hekimi kendisine müracaat edilip, sağlıkları için çeşitli taleplerde bulunulan bir kişidir. İş Güvenliği Uzmanı ise, aksine işveren, vekilleri başta olmak üzere bütün çalışanları İSG (İş Sağlığı ve Güvenliği) bakımından sürekli olarak denetler ve onlardan devamlı bir şey ister. Yani elektronikten bir benzetme yaparsak, İşyeri Hekimleri bir “Hizmet Alıcı” ve fakat İş Güvenliği Uzmanları ise bir “Talep Verici” dir.
Metallerin birbirine elektrik enerjisi arkı oluşturarak kaynak edilmesini sağlayan “Elektrik Kaynak Makinaları” ile bu işlem sırasında kullanılması gereken kaynak elektrodlarının imalidir. İki veya daha fazla malzemeyi, ısı, basınç veya her ikisini birden uygulayarak aynı veya farklı özelliklerdeki metalleri ilave bir metal kullanarak veya kullanmaksızın yapılan sökülemez birleştirme veya dolgu işlemlerine kaynak denir. Elektrik kaynak makinası kullanımı sırasında, penseye takılı olan kaynak elektrotu ile kaynak yapılacak metal parça arasında ark oluşturularak elektrot eritilir ve kaynak dikişi boyunca iki metal parça ayrılmaz bir biçimde birleştirilir.
Metallerin birbirine elektrik enerjisi arkı oluşturarak kaynak edilmesini sağlayan “Elektrik Kaynak Makinaları” ile bu işlem sırasında kullanılması gereken kaynak elektrodlarının imalidir. İki veya daha fazla malzemeyi, ısı, basınç veya her ikisini birden uygulayarak aynı veya farklı özelliklerdeki metalleri ilave bir metal kullanarak veya kullanmaksızın yapılan sökülemez birleştirme veya dolgu işlemlerine kaynak denir. Elektrik kaynak makinası kullanımı sırasında, penseye takılı olan kaynak elektrodu ile kaynak yapılacak metal parça arasında ark oluşturularak elektrod eritilir ve kaynak dikişi boyunca iki metal parça ayrılmaz bir biçimde birleştirilir
Kiremit ve Tuğla İmalatı, bu işe uygun özellikteki topraktan elde edilen ve inşaat sektöründe çok kullanma alanı olan bir sanayi türüdür.Tuğla-kiremit imaline elverişli topraklar kumlu kil olarak adlandırılabilir.
Kil doğada bol miktarda bulunan bir malzemedir. Fakat saf kil bulmak oldukça zordur. Kilin içerisinde en çok kalker, silis, mika, demir oksit mineralleri bulunur.
Son zamanlarda ülkemizde deprem fırtınası yaşanmaktadır. Bu depremlerden kısa bir süre önce ve süresince deprem alanının üzerinde parlak ışıklar görülmekte ve bu ışıklar sanki birer şimşekmiş gibi parlamaktadır.
Bu ışınlara veya ışıklara “Deprem Işıkları” denmektedir. Bunların oluşmasının başlıca sebebi yer altında deprem faylarında görülen “Piezoelektrik Etki veya Enerji”’ dir. Bu enerji ise gene buralarda mevcut olan “Piezoelektrik Maddeler” tarafından yaratılmaktadır.
İşçilerin işin yürütümü, iş disiplini ve İSG (İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ) konularında cezalandırılma ve ödüllendirilme koşullarını ve uygulanacak yazılı formaliteleri tespit etmektir.
İşyerlerinde sadece cezalandırma uygulanması hakkaniyetle bağdaşmaz, İSG ve işin yürütümü bakımından da örnek olan çalışanlar mutlaka uygun bir şekilde ödüllendirilmelidir.
İş kazalarının bünye içinde ekteki rapor formatında incelenmesi ve de irdelenmesi gereklidir. Bu raporun birinci sayfası işyeri haricindeki makam ve yetkili kişilerle paylaşılabilir. Ancak 2 ve 3 sayfaları iç kritik yapıldığı için gizlidir. İşyeri dışında hiç bir kişi ve makama verilmemelidir. Bu sayfalardaki bilgilerin verilmesi işveren aleyhine tecelli edecektir.
İşyerinde meydana gelebilecek iş kazaları ve meslek hastalıklarında, yapılacak inceleme, araştırma ve çalışmaları, resmi makamlara yapılacak bildirimleri, düzenlenecek yazılı evrakların şekillerini belirlemektir.
İşyerlerinde yapılan en büyük hata İş Güvenliği Uzmanı (İGU) ile İşyeri Hekimi (İH) ‘ nin yanlış makam ve kişilere bağlı olması veya rapor vermesidir. Çok işyerlerinde yapıldığı gibi bu birim veya bu kişiler kesinlikle İnsan Kaynakları veya Personel Müdürlerine bağlanmamalıdır. Eğer bu makamlara bağlanırsa, bu birim ve kişileri resmen öldürürsünüz
Hiperbarik (normal basınçtan yüksek) oksijen tedavisi özel bir oksijen terapisi tekniğidir. Bu tedavi yönteminde, saf oksijen bulunan basıncı ayarlanmış özel odalarda hastalar solunum gerçekleştirirler. Bu hiperbarik odalar içerisindeki basınç normal hava basıncına göre 2-3 kat daha fazla olarak ayarlanır. Oluşturulan basınç farkı sayesinde kişiler bu özel odalarda vücut dokularına daha fazla oksijen ulaştırabilir
Plastik Endüstrisinde çeşitli ham ve yardımcı maddeler kullanılmaktadır. En çok kullanılan maddelerin listesi, kimyasal ve ticari adları, özellikleri, kullanma maksatları ile İSG açısından zararlı etkileri bu makalede izah edilmiştir. Bu makalede plastik boru, plastik eşya, pvc pencere profilleri imalatında kullanılan kimyasal maddeler işlenecektir.
Evet bu ne biçim soru diyebilirsiniz? Kusura bakmayınız bu tanımı neden yaptım, sebeplerini ve görüşlerimi izah etmeye çalışacağım.
Evet, Ben bildirdim’ de ne oldu? İzninizle sizlere anlatacağım. Tuzum kuru olduğu için olayın bütün gerçekliliği ve de kızgınlığımla anlatacağım! Önce ilgili mevzuat maddelerinden bahsedeyim.
Birisi “Askerlik yan gelip, yatma yeri değildir” demiş ve büyük tenkit almıştı. Ben ise şunu söylüyorum; “İş Güvenliği Uzmanlığı adamsendecilik ve ihmalkârlık yeri kesinlikle değildir”. Bu sözüm sebebiyle inşallah tepki almam. Aşağıda bu lafımın açıklamasını yapacağım.
Yağ Ekstraksiyon Tesisi, kombine yani kontinü bir bitkisel yağ fabrikasında, “Ham Pres Ünitesi” ‘ nden elde edilen yağlı küspe içinde geriye kalan yaklaşık % 18 oranındaki yağı, tekrar elde edebilmek için, bu yağlı küspeyi çok iyi bir yağ çözücü olan örneğin Hekzan maddesi gibi bir madde ile prosese sokarak elde etmek için kurulan bir tesistir. Bu tesiste kullanılan Hekzan maddesi bu işlem için ilk akla gelen bir çözücü maddedir.
Bu makalede bir bitkisel yağ fabrikası bütün bölümleri ile birlikte ele alınacaktır. Böyle komple ve kontinü bir tesiste toplam 3 adet ana üretim bölümü vardır. Bunlar sırasıyla Hazırlık ve Pres Bölümü, Rafineri Bölümü ve de Ekstraksiyon Bölümüdür.
Bitkisel (ayçiçeği, mısır, kanola… gibi) yağ fabrikalarındaki proseslerde çeşitli kimyasal maddeler kullanılmaktadır. Bu kimyasal maddelerin, adları, kimyasal formülleri, kullanım amaçları ile İSG konusundaki varsa zararlı etkileri aşağıdaki tablolarda açık bir şekilde gösterilmiştir.
ÇSGB tarafından çıkartılan mevzuat arasında bu konuda kesinlikle bir hüküm yoktur. Her zaman dediğim gibi, Avrupa birliğinin empoze ettiği yönetmelikleri birebir tercüme ederek saçma sapan yönetmelikleri çıkarmışlardır. Elektrik konusu “İşyeri Bina ve Eklentilerinde Alınacak Sağlık ve Güvenlik Önlemlerine İlişkin Yönetmelik” ‘ in eki olan “EK-1,işyeri bina ve eklentilerinde uygulanacak asgari sağlık ve güvenlik şartları” kısmında 4-9 maddeleri arasında, sadece 6 maddelik bir bölümde, dar bir bakış açısı ile ele alınmış, olup bu maddelerde “elektrik işlerini yapmaya yetkili olan elektrikçilerden hiç bahsedilmemiş veya şu anda geçerli olan “ELEKTRİK İLE İLGİLİ FEN ADAMLARININ YETKİ, GÖREV VE SORUMLULUKLARI HAKKINDA YÖNETMELİK” referans olarak gösterilmemiştir
Önce “İş Güvenliği Uzmanı” (IGU’ nun tanımını yapalım. Kusura bakmayınız ama bence tanımı şudur; “Öncelikle MÜHENDİS olmak (yani bir mühendislik eğitimi alarak, bir mühendis kafasına sahip olmak) şartıyla, sadece kendi mühendislik branşını değil ve fakat öteki mühendislik branşlarının da temel bilgilerini ve bunun yanında temel iş sağlığı konularını ve de konu ile ilgili İSG mevzuatını da çok iyi bilen bir profesyoneldir
İSG Kültürü, kişinin hem kendi ve hem de çevresindekilerin sağlık ve güvenliğini korumak için uymakla yükümlü olduğu her türlü kural ve kaideye harfiyen uyması ve bunu da ciddi bir disiplinle sürdürebilmesi ve de bu hususu etraftakilerine de aşılaması demektir.
Bu uygulama bizzat tarafımdan uzun zamandan beri yapılan bir uygulamadır. Hem işyerinde sık olarak gerek İSG noksanlarını yerinde fotoğraf ile belgelemekte ve bu fotoları yazılı raporlarıma ekleyerek, kendime ait kullandığım noter tasdikli deftere de yapıştırarak işveren veya vekiline imza karşılığı tebliğ etmekteyim. Ayrıca emniyetsiz hareketleri yapan çalışanların da fotolarını çekmekteyim. Bu fotoları hem raporlarımda ve hem de işyerinde yapmış olduğum İSG eğitimlerinde kullanmaktayım. Ayrıca eğer bir ceza uygulanacaksa delil olarak kullanılmaktadır.
Evet, Ben bildirdim’ de ne oldu? İzninizle sizlere anlatacağım. Tuzum kuru olduğu için olayın bütün gerçekliliği ve de kızgınlığımla anlatacağım! Önce ilgili mevzuat maddelerinden bahsedeyim.
Bilinen adıyla, Kaçak Akım Rölesi (KAR) veya öteki adıyla “ARTIK AKIM ANAHTARI” (AAA) (İşyeri Binaları Hakkında Yönetmeliğine göre) insan ve canlıların elektriğe kapılmasını önleyen ve insan için zararlı olan eşik amper değerinde (30 mA), elektrik devresini çok kısa zamanda otomatik olarak kesen bir röle veya anahtardır. Şimdi bu konuda bizi en çok ilgilendiren konu, yalıtım sorunu sebebiyle insan üzerinden toprağa giden “Kaçak Akım” ‘dır. Yükün, yani bu durumda insan vücudu üzerinden bu kaçak akım toprağa giderek insana zarar vermektedir. Normal olarak gelen ve yükte harcanan ve şekil değiştiren akımın bir kısmı toprağa gitmektedir. İşte toprağa giden kaçak akımı düşünürsek bu cihazın adı “Kaçak Akım Rölesi veya Anahtarı” dır. Eğer geride kalan ve nötr hattından dönmeyen akım kısmını düşünürsek adı, “Artık Akım Anahtarı” olacaktır. Her iki isimde aynı kapıya çıkmaktadır. Tabi bu cihazda, bu kesme işlevini yapan bir röle sistemi olduğu için, adına kaçak akım rölesi de denmektedir.
Birisi “Askerlik yan gelip, yatma yeri değildir” demiş ve büyük tenkit almıştı. Ben ise şunu söylüyorum; “İş Güvenliği Uzmanlığı adamsendecilik ve ihmalkârlık yeri kesinlikle değildir”. Bu sözüm sebebiyle inşallah tepki almam. Aşağıda bu lafımın açıklamasını yapacağım.
– İşveren işyerinde başka bir görevde çalışmakta olan birisine İGU sertifikası aldırması ve kendi görevine ilaveten iş güvenliği uzmanı olarak da çalıştırmasıdır. Bu kişi işyerine girerken işveren ile iş sözleşmesi yapmış ve bu sözleşmede “Görev Unvanı” açık bir şeklide belirtilmiştir. Eğer böyle değilse, çalışan bu unvanın sözleşmede belirtilmesini mutlaka istemelidir. Bu şunun için, bu konuda çok önemlidir. Bu durumda işveren çalışana, kursa katılıp İGU unvanı almasını ve mevcut işinin yanında da bu işi yapmasını, mevcut iş mevzuatı gereğince isteyemez. 4857 sayılı İş Yasasının 22’ nci maddesi aynen şöyledir;
Bu anayasal hakka rağmen, Bakanlık kurallarına göre yetki almış ve de vergi mükellefi olan İGU’ lar ve İH’ ler neden kendi adlarına bu hizmetleri yapamıyorlar? İlla işverenlerin veya OSGB’ lerin sultası altına girmek zorundalar mı?
Yaklaşık 50 yıllık İş Sağlığı ve Güvenliği danışmanlık ve sonrasında da uzmanlık ile ilgili meslek hayatımda İş Güvenliği Mühendisi veya İş Güvenliği Uzmanı yetiştirmekle ömrüm geçti.
Tam olarak da başarılı olabildim mi bilemiyorum. Bu konuda açıkça endişeliyim. Ama eminim ki bunun sorumlusu kesinlikle ben değilim. Zira iş güvenliği kültürü ve bilinci olmayan bir ülkede yaşıyoruz.
Şimdi size 1980‘li yıllarda yetiştirmeye çalıştığım bir İş Güvenliği Mühendisinin hayatının hazin sonundan bahsedeceğim.